Dünyanın güneşin çevresinde dönmesi gibi bir türlü kopamayan
döngüler vardır. bir an geldiğinde dikkatli olmam gerekiyor dediğin anlar. bazen
aşk, bazen nefret, bazen dostluk, bazen yaşamın ta kendisi… hepsi bir döngü ve
karmaşık bir şekilde hayatının ekranında beliriyorlar. ‘Benim yanılgım ve benim
hatam ama o kadar garip ki her şey’ dediğin yüzlerce an, sayısız dokunuş, bir
çok etki anı. bazılarını ıskalar, bazılarına sıkıca tutunmak isteriz. yaşamak
için her an farklı nedenlere ihtiyaç duyduğumuz gibi..
Bazen şöyle dersin: Gökyüzünden okyanusu izlemekten farksızdı o kadar derindi ki okyanus gözleri. geçirdiğin zamanı tekrar yaşamak istediğin bir an hiç oldu mu, ve şimdi bu sorunun cevabı evet. -aşk-
Bazen şöyle dersin: Gidiyorsun ya o an dünya durmalı diyorum, kalbimin kırıklığı kararsızlığın, güvenim parçalanmış birleşmiyor, tamamen dağılmış. yaralarımın hepsi açık, artık neleri umut edebileceğimi nelere güvenebileceğim söyle onlara ve onları sar. -dostluk-
Aşkın, dostluğun, güvenin dışında kalmak zordur; hayat
çekilmez bir hal alır. düşük bir ihanet daha kötüdür. kırık güvenler ve kırık
kalpler bunlar hep kötüdür ya tersi için hala umut varsa; diye yola devam
edersin bir şekilde.
Sanırım herkesin bir ilhama ihtiyacı var, herkesin bir
şarkıya ve hayatı anlatmanı sağlayacak o gözlere, o güce, o güven verici
sözlere, dostluğa tutunmaya hep ihtiyacı var devam edebilmek için… gece çok
uzunken melodilere ihtiyacın var, güvence yok sadece hayaller kalıyor ve
yaşadığını hissettiğin o anlar. ufak doğrular arada birde olsa rastlar, bu da
onları değerli kılar sanırım. iyi bir şeyler yakaladığı düşündüğünde bu kez bırakmamayı dene, yoksa herkes gibi her şeyde uçup
gidiyor.
Dünya parçalanıp döküldüğünde, bu karanlığı kıracak bir ışık
olmadığında, o an sana baktığım andır diyebilmeli insan, tutunabilmeli bazı
şeylere güvenebilmeli. okyanuslar taştığında, adım atacak bir kara kalmadığında
etrafında bakabileceğin yüzler olmalı…
Bazı arzular güzel olduğunu bilirler sanki ve bazen yalnızca
bir hayal gibi görünürler, bir yıldız kadar uzak. fazlasıyla arzulanırlar, bazı
fırsatlarda bunlara ulaşmaya çalışırız, bazen yalpalar bazen ucundan da olsa
yakalarız.
Bazen öyle anlar gelir ki sırada duruyorsun sanki tekrar
dibe vurmak için, yalancı bir gülüş atıyorsun o anlar için. ilk olarak diyorsun
ki hayatım yolundan çıktı, parçalara ayırıyorsun her seferinde o kadar nefret
ediyorsun ki o toz pembe belirsizlik dolu anlardan.
Her şeyi değiştirebilmek için bir şarkı açıyorsun. kaçmak
istiyorsun yaşadığın şehirden ama korkaklığın bedelini ödemek daha acı, geride
bırakamıyorsun şehri… geri dönüyorsun her seferinde yıpranmışta, yenilmişte
olsan tekrar hayatın yolunda buluyorsun kendini. ne kadar boktan hayatlara
maruz kalanlar aklının bir kenarında, kendi yaşadıklarına gülüyorsun, ne ki
bunlar dercesine.
Ayakta kal, umudunu da kaybetme sakın. harcatma üç günlük
dünyadaki fırsatlarını. içindeki potansiyeli unutma, hatırlat kendine.
Gerçekler gibi hayatında çıplak dolaştığı bu yolda kıyafetlerimizi arıyoruz…