Eğer bazı
şeyleri okuyabiliyorsan, bir şekilde biri yazma cesareti bulmuş demektir.
Aferin ona. Bazı kısa anlar geçer, bunun sonunda o insanı pek tanımazsın; ama
anlamaya başlarsın. Yazı yazmanın, benim için aslında ne kadar zor olduğuna
dair kendimle konuşup dururum. Ama bu ve şu ana kadar olan, yani hayatımın son
bir senesi boyunca yazdıklarım, bugüne dek yazdığım en zor şeyler. Bazı şeyleri
söylemenin hiç kolay bir yolu yok; bazen öylece söyleyiveriyorum yinede. Bazen
birisiyle tanıştım, ne kadar yalnız olduğumun farkına vardığım anlar oldu; hiçbir
anlam çıkaramadığım, kıçıma tekmeyi basılmış gibi hissettiğim anlar da buna
dahil.
Aslına
bakarsan arandığımı söyleyemem. Sanırım sadece hazırlıksızdım. Kusursuz bir
fırtınaya tutulmuş gibiydim. Hayat bana bir şeyler söyleyip durdu, sonra ben
başka bir şey dedim. Hep kafama estiği gibi denedim. Hazırlıksızdım sadece.
Sonrasında,
bildiğim tek şey hayatımın kalanını da her şeye rağmen kendi konuşmalarımın
arasında geçirmek istediğimdi. Kendi mükemmel olmayan ama benim olan fikirlerimin
arasında.
Hayatımın kalanını yaşarken. İçimi hep yakan hisler kaldı. Beklediğim kişi o olabilir mi? Diye sorduğun anlar.
Arada bir
insanlar benim deli olduğumu düşünür çünkü sürekli kaşlarım çatık. Günlerce
beklerim bazen, sadece düşünmek için ve hiç bir şeyin tatmin edici gelmediği
uzun anlar geçiririm. Bana yardım edebilir misin, aklımı meşgul edebilir misin
diye hayatı sorgularım.
Yaşamda
senin bulamadığın şeyleri göstermesi için bazen birine ihtiyacın var mı.
Yaşamak için gerekli şeyleri göremediğin anlar, sanırım kör olmalıyım diye
geçirdiğim zamanlar var çünkü. Bazen nevrotik insanlarla tanışmanız iyi
gelebilir. Dikkat isteyen harika uğraşlar içinde bulursun kendini, harika
insanlar. İşte bu iyi haber.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder