Bir defasında
hayatın da
sana karşı
üzgün
olabileceğine
dair bir şeyler
okumuştum.
ama inanmadım,
inanmaya her yaklaştığımı
sandığımda olmadı.
arka ve izbe
sokaklarda
buldum gölgemi.
acıdan
zevk alacak kadar
kafadan rahattım
her yalnız geceye kadar.
iyi hissettiğin
ve hiçbir şey hissetmediğin
günler var.
doğmayan güneşler gibi
batmayan geceler.
ortası yok,
öldüren de
düşündüren de bu sanırım.
ne yapacağını
hangi sayfaya bakacağını
bilmiyorsun.
bir gün sonrasını
hayal ederken
hiç var olmayan bir güdüye
hiç olmayan insanlara
hiç olmayacak zamanlar da
rasgeliyorsun,
rasgele diye
atıyorsun oltanı
bazen boş çekip yinede
dolu dolu hayata ve onu yaşayanlara
bir şeyler kaptırıyorsun.
insan hatalarından
zayıf düşmez,
insan hatalarını tekrarlamaktan
ve umut etmekten
zayıf düşer.
hayatın sana ihtiyaç
duymasını beklemek ayıbı
büyür...
hayatın rüzgarında
alınan bir nefese karşı,
çekilen bir sigaraya olan ihtiyaç kadar
kulak kabartmak gerekiyordu olaylara,
yaşananlara..
daha fazla ne olabilir ?
daha fazla ne diyebilir?
ne yazıp ne çizebilirlerdi
insanın kendisine dair.
gel olduğun gibi hayatın içine
serseri gibi
düşman gibi
hırçın bir dalga gibi
bir dava gibi
kalma geride.
hatalarından dönerken daha,
bir eski hatıra gibi bırak onları.
sanki çamura bulanmış gibi
olmalarını istediğin gibi
çekilen her sigara gibi
sonu gelecek gibi bırak..
hayatın da
sana karşı
üzgün
olabileceğine
dair bir şeyler
okumuştum.
ama inanmadım,
inanmaya her yaklaştığımı
sandığımda olmadı.
arka ve izbe
sokaklarda
buldum gölgemi.
acıdan
zevk alacak kadar
kafadan rahattım
her yalnız geceye kadar.
iyi hissettiğin
ve hiçbir şey hissetmediğin
günler var.
doğmayan güneşler gibi
batmayan geceler.
ortası yok,
öldüren de
düşündüren de bu sanırım.
ne yapacağını
hangi sayfaya bakacağını
bilmiyorsun.
bir gün sonrasını
hayal ederken
hiç var olmayan bir güdüye
hiç olmayan insanlara
hiç olmayacak zamanlar da
rasgeliyorsun,
rasgele diye
atıyorsun oltanı
bazen boş çekip yinede
dolu dolu hayata ve onu yaşayanlara
bir şeyler kaptırıyorsun.
insan hatalarından
zayıf düşmez,
insan hatalarını tekrarlamaktan
ve umut etmekten
zayıf düşer.
hayatın sana ihtiyaç
duymasını beklemek ayıbı
büyür...
hayatın rüzgarında
alınan bir nefese karşı,
çekilen bir sigaraya olan ihtiyaç kadar
kulak kabartmak gerekiyordu olaylara,
yaşananlara..
daha fazla ne olabilir ?
daha fazla ne diyebilir?
ne yazıp ne çizebilirlerdi
insanın kendisine dair.
gel olduğun gibi hayatın içine
serseri gibi
düşman gibi
hırçın bir dalga gibi
bir dava gibi
kalma geride.
hatalarından dönerken daha,
bir eski hatıra gibi bırak onları.
sanki çamura bulanmış gibi
olmalarını istediğin gibi
çekilen her sigara gibi
sonu gelecek gibi bırak..