İnsanların uyumayı tam da düşündüğü bir an varsa; suratına tokat gibi çarpacağı bir an oluyor, tabi onu bekliyorsan eğer, sanki bir fırsat gibi. İnsanlar sürekli senin yaptıklarını eleştirecekledirler. Kendi fikirlerine sahip çıkmak için bişey yapmana gerek de yok, içinden gelenler en temiz halleriyle zaten kendilerini ifade ederler..
Bir an düşüneceksin etkisinde olduğun bir şey mi var diye, sadece kendini dinlerken bulacaksın bu duyguyu. Hissedersen eğer tutacaksın yakasından, hayattın bir ucundan ve tam da kızarttığın ekmeğin istediğin gibi olması gibi. Rahatsın, kafan raksta diye bir düşün. Sonra kendini bırak öylece, şarkını aç dinle, sadece onu dinle neler söylediğini hissedeceksin.
Bazı şeyler hep ruhun derinliklerinde saklı kalır, sanki bir işaret beklerler. Ve ruhuna hizmeti bekleyen bedenin bir yol gösterir, anlamazsın bile hiç bir şeyi..
Düşünceleri okumak, bedenleri dinleyip ruhun gerçek duygusunu yakalamak sanki uykusundaymış gibi kolay.. Kısa olan her şey değerlidir, çabuk biter.. Hatırlanır. Bazen kaçan uykularını özlersin ve bazen sadece uykunda dinlediğin bir parçanın romanını.. Sanki bir şeyler sana sesleniyor gibi , farklı ve keyifli.
Bazen yaşamın tadını aldığın gerçekten kısa bir an oluyor. O anları kalbininiz ruhunuza en yakın olduğu yere gömün bedenle ruhun dans ettiği noktaya.
Sonra bırakın hayatın en soslu bir kaç saniyesi sizi raksa bağlasın...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder