Yükseklerde
durmak ister insan yapısı böyle sanırım. Aynı gökyüzüne baktığımızı fark
ettiğimiz kısa anlar oluyor, bir çok şeyi de beraberinde fark etmemizi
sağlıyor. Gökyüzü parçalandığında, düşeriz ve o zaman beraber yüzleşmemiz
gerekir çünkü bizler ufak parçalarız; büyük resmin küçük parçalanmışlıklarını
onarmak o kadar da zor değildir hani, bazen dünyanın en büyük çıkmazıyla
uğraşıyormuşçasına zamanı tüketiriz. Hiçlik uğruna ölen saniyeler.
Neden uyumuyorum bilmiyorum geceler uyumak için çok
sessiz, o zaman uyuyamıyorum işte. Herkes aynı gökyüzüne bakıyor ama gecenin
gökyüzünde çok kalabalık değiliz. Geceler böyle, gökyüzünde sadece görmek
istediklerin var, sadece benim dokunduğum yıldızlar var hepsine ben dokunuyorum
düşüncelerimi serbest bırakıp hikayemi serbest bırakıyorum.
Herkeste bir şey var, farklılık yaratıp hayata
bağlayacağı bir çok şey, bazen onu yanlış yerlere bağlarız. Bir gökyüzün var
nefes aldığın, yanlış yerde bulunursun bazen, istemeden kaçarsın devam etmekten
korkarsın; niçin, neden devam edeyim sorularını sorarsın. Bazen sende utanırsın
sonuçları sana bir şey kaybettirmese de korkarsın. Düşüncelerini serbest bırakamadın
bazı anlar, bir yudum kelimeyi yutkunamadın bazen. Paylaşmayı denedin, kendini
özledin yinede. Kuru bir dala tutundun çevrendeki onca insana rağmen, kaderin
yazdığı hikayeyi düşündün kendi kaderini yaşamaktan korktun bazı anlar,
cesaretini içinde sakladın, hikayeni yazmaya korktun. Anlaşılmayı bekledin,
değer mi diye sende düşündün.
‘’Hayat hep böyle zor mudur, yoksa sadece çocuk
olduğunda mı böyle gelir’’ diye düşündün. Hayat her an her saniye zor, bir saniye sonra karşına ne
çıkabileceğini hayal bile edemiyorsun. Aynı gökyüzündeyiz ve parçalandığında
yine sadece yanında olan birkaç dost oluyor, varlığını hissedebiliyorsan eğer.
Düşündüğün şeyler hep uzakta mı olur. İnsan yanında
ki birini özlerse bu özlem midir. Uzaklara dokunmak hep mi zordur, aynı
gökyüzüne bakıyor olsak yine de mutlu olamaz mıyız. Daha iyi hissetmek için ne
gerekir. Sadece uzaktayken mi yeterince yakın hissederiz, bazen bu değişir mi.
Uzak olduğunda daha çok mı çok hissedersin onu, yoksa sana bunu hissettiren
umutlarının avuntusu mudur; bir o kadar dalgın bir o kadar düşünceli hayat…
Sanırım ne ölmek nefessiz kalmaktı, ne de yaşamak
nefes almak. Yaşamak, gülmeyi hak eden birileri için kendini harcamaktı. Kapanan
kapılara karşı beraber durmaktı.. Yaşamak korkuları olduğunda üzüntülerini
çalmaktı. Geçen kısa anların, o artık eski olan zamanların yolcuları,
resimlerle geçiyor zihninden, gözyaşları
doldurmuş giderken boşluğu birkaç güzel sonlu masal diliyorsun..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder