daha küçük bir çocuk kadarken, soruların ardı arkası kesilmezdi. sorular yalnızca cevaplarını duyma isteğiyle var olurlar. küçük bir çocuk kadarken cevaplardan korkmuyorsunuz. sonuçları hayal etmiyor, üzerlerine kafa yormak nedir bilmiyorsunuz.
boy 30 cm den 170 e vardığında, her soru beraberinde cevabının yükümlülüğünü taşır. korku bir anlam kazanıyor ve içtiğin sigara içtiğin alkol içtiğin ne varsa bir anlam kazanıyor. verdiğin cevaplar kaçtığın sorular ve cevapları duyma isteğin, içindeki korku ve güç arasında bir cevap buluyor.
cevapları duymak istiyor muyum? bilmiyorum.
sormam gereken soruları sormamak için kafamı doldurup
başıma bir silah dayıyorum.
tetiği çekme opsiyonuna sifonu çekip
kafamı yastığın ucuna dayıyorum.
sorular geçiyor kafamın her film karesinden,
cevaplarını hayallerle harmanlıyorum.
kendi adıma ne istiyorsam
bir başkasının isteklerinin ardından gelmeye devam ediyor.
kendimi korumuyorum gibi geliyor bir süre,
paketten bir sigara çıkarıp
o gün için yakıyorum gecenin karanlığında.
günün en iyi anı
çakmağın ateşlendiği saniyeyle birleşip
kan hücrelerime ölü bir fayda sağlıyor.
eskimiş bir albüm parçasını andıran
kadının sesinden bir şarkı çalıyor radyoda.
pakete uzanıyor elim
bir sigarada onun için yakıyorum,
kadın! sigaramı ateşleyen bir ses tonuyla
sözleri mırıldanıyor.
gece geç saatler.
sorular her yerde,
sorular aklının en derin yerinde
istek ve arzuların derinde bir yerde
hayallerinin tam yanında
her şeye çok yakınız
bir sigaranın başıyla bitişi arasındaki
kısa mesafeler kadar yakınız belkide.
şansımız belki bir o kadar uzakta
arzu ve şefhet dolu hırslarımız uzakta belkide
her şey bir o kadar yakın
bir o kadar uzakta.
ölüm bir kıyıda,
ölüm ve yaşam arasındaki boşlukta
bir paket dolusu cevap.
peki biz,
o soruları
cevapları duyma isteğiyle
soracak kadar adam olduk mu..
boy 30 cm den 170 e vardığında, her soru beraberinde cevabının yükümlülüğünü taşır. korku bir anlam kazanıyor ve içtiğin sigara içtiğin alkol içtiğin ne varsa bir anlam kazanıyor. verdiğin cevaplar kaçtığın sorular ve cevapları duyma isteğin, içindeki korku ve güç arasında bir cevap buluyor.
cevapları duymak istiyor muyum? bilmiyorum.
sormam gereken soruları sormamak için kafamı doldurup
başıma bir silah dayıyorum.
tetiği çekme opsiyonuna sifonu çekip
kafamı yastığın ucuna dayıyorum.
sorular geçiyor kafamın her film karesinden,
cevaplarını hayallerle harmanlıyorum.
kendi adıma ne istiyorsam
bir başkasının isteklerinin ardından gelmeye devam ediyor.
kendimi korumuyorum gibi geliyor bir süre,
paketten bir sigara çıkarıp
o gün için yakıyorum gecenin karanlığında.
günün en iyi anı
çakmağın ateşlendiği saniyeyle birleşip
kan hücrelerime ölü bir fayda sağlıyor.
eskimiş bir albüm parçasını andıran
kadının sesinden bir şarkı çalıyor radyoda.
pakete uzanıyor elim
bir sigarada onun için yakıyorum,
kadın! sigaramı ateşleyen bir ses tonuyla
sözleri mırıldanıyor.
gece geç saatler.
sorular her yerde,
sorular aklının en derin yerinde
istek ve arzuların derinde bir yerde
hayallerinin tam yanında
her şeye çok yakınız
bir sigaranın başıyla bitişi arasındaki
kısa mesafeler kadar yakınız belkide.
şansımız belki bir o kadar uzakta
arzu ve şefhet dolu hırslarımız uzakta belkide
her şey bir o kadar yakın
bir o kadar uzakta.
ölüm bir kıyıda,
ölüm ve yaşam arasındaki boşlukta
bir paket dolusu cevap.
peki biz,
o soruları
cevapları duyma isteğiyle
soracak kadar adam olduk mu..
Merhabalar.
YanıtlaSilÖlümü hepimiz merak ederiz. Aslında her anımızda ölümün kıyısındayızdır da bunun bazen farkında oluruz bazen olmayız.. Bu dünyadaki yaşam serüvenimiz bizim için bir araç olup, bizi ebedi aleme taşıyacak olan amaca ulaştırır. Bu alemde bulunuş sebebini idrak edenler için, hayatın anlaşılmazlığı ortadan kalkar.
Selam ve dualarımla.
bu bloğu ilgi ile takip ediyorum..
YanıtlaSil