Sürünürken hayatın gölgesinde, belki de dibinde
bir yudum şarap oldum.
uçuşurken İstanbul'un göğünde, bir dengesiz dalga gibi
sahillere çarpıyordu bedenim.
buram buram deniz kokuyordu üstüm başım
beni çeken, ciğerlerinde çözen martılar pilot oldu..
hayatı, kadınları, ağlayanları, sitemkarları, fahişeleri
kısacası sokakların anlamaya çalışan,
anlamaya çalıştıkça yazan
düzensiz yönetensiz bir aklım var.
bir kadından bunu paylasmasını nasıl beklersin?
Pek çok gerekli şeyin yanında çok da gereksiz muhabbetler,
biletleri en önden almışlar bu gece, aklımdalar.
geçenlerden kalma bir yudum şarap
''üç beş arkadaş bir araya gelir rahatlarız'' lar için saklanmış
koymuşum kenara. görünce -gidenler- geldi aklıma
geldikleri gibi gittiler, diğerleri gibi
sanki şimdi şu kapıdan...
Lodosun ardından gelen bir yağmur var bu gece
kendimi dışarı atamamışım, tek beni atmak sıkıcı olurdu zaten.
bir çoğunluk gibi, abi çok yalnızım kelimeleriyle dolu kafalar
kağıt adamlar, orda burda yazılar yazmışlar
kalkıp bir sigara yakmak akıllarına bile gelmemiş.
öyle yalnızlarmış, öylesine kapanmışlar
lambalar firar etmiş, kör kütük karanlık; yalnızlık...
Acıyı bir şekilde çekenlerin kendini dahil ettiği bir yer var mı sevgili okuyan? zamanı geldi evlen, yok çocuk doğur yok iş, yok okul, yok işe sıç ye seviş seks yap ve bedeller öde ve herkes ölmeye başlasın an ve an. sonra gitmeye başlasınlar tek tek. peki sen hep istediğin gibi yaşayabildin mi sevgili okuyan? yoksa sende göze alamadın mı? pek çok şey gibi diğer şeyleride..
Acayip ruh hali diye bişey var. hani ben böyle oluyorum bazen. böyle böyle oluyorum. sonra şöyle şöyle. acayip oluyorum. sen hiç acayip oldun mu sevgili okuyan? ölümün olduğu yerde acayip olmamak da bi acayiplik zaten..
Beni ciddiye felan almayın, ben tashak biriyim. beni okumayın yazılarımı okumayın. okumayın ki ben yazayım. ben kaybediyorum aklımı bazen, siz buluyorsunuz. ben bi yalnızlık buluyorum siz onu kaybediyorsunuz. noluyoruz sayın okuyan? utanmıyor muyuz..
Size bir sır verim; ben kaybettiklerimi anlatmaya başladıktan sonra kazanmaya başlamış olan bir düdük makarnasıyım. bazı şarkıların hep aynı yere dokunması prensibi gereği bende karın doyuran bir düdük makarnası. kimine yarar kimine zarar..
Ne kadar gereksiz bi gece
sanki gereksiz olmayan bi gece varmış gibi; ölümün olduğu bu yerde.
gerek hayat, gerekse kaybetmek üzerine konuşmalarla
eh peh katkılar yaptık hiç olmayan okuyuculara.
ben vardim,
kanepe vardi,
televizyonda bi film vardi,
radyoda bi şarkı,
battaniye vardi
üstümde, battaniye vardı...
....sonra; çok sigara içiyorsun dedi tavan
rengine baktım
öyle güzeldi ki!
bi sigara daha yaktım..
o kadar yalnızdım
yazarken.
bir yudum şarap oldum.
uçuşurken İstanbul'un göğünde, bir dengesiz dalga gibi
sahillere çarpıyordu bedenim.
buram buram deniz kokuyordu üstüm başım
beni çeken, ciğerlerinde çözen martılar pilot oldu..
hayatı, kadınları, ağlayanları, sitemkarları, fahişeleri
kısacası sokakların anlamaya çalışan,
anlamaya çalıştıkça yazan
düzensiz yönetensiz bir aklım var.
bir kadından bunu paylasmasını nasıl beklersin?
Pek çok gerekli şeyin yanında çok da gereksiz muhabbetler,
biletleri en önden almışlar bu gece, aklımdalar.
geçenlerden kalma bir yudum şarap
''üç beş arkadaş bir araya gelir rahatlarız'' lar için saklanmış
koymuşum kenara. görünce -gidenler- geldi aklıma
geldikleri gibi gittiler, diğerleri gibi
sanki şimdi şu kapıdan...
kendimi dışarı atamamışım, tek beni atmak sıkıcı olurdu zaten.
bir çoğunluk gibi, abi çok yalnızım kelimeleriyle dolu kafalar
kağıt adamlar, orda burda yazılar yazmışlar
kalkıp bir sigara yakmak akıllarına bile gelmemiş.
öyle yalnızlarmış, öylesine kapanmışlar
lambalar firar etmiş, kör kütük karanlık; yalnızlık...
Acıyı bir şekilde çekenlerin kendini dahil ettiği bir yer var mı sevgili okuyan? zamanı geldi evlen, yok çocuk doğur yok iş, yok okul, yok işe sıç ye seviş seks yap ve bedeller öde ve herkes ölmeye başlasın an ve an. sonra gitmeye başlasınlar tek tek. peki sen hep istediğin gibi yaşayabildin mi sevgili okuyan? yoksa sende göze alamadın mı? pek çok şey gibi diğer şeyleride..
Acayip ruh hali diye bişey var. hani ben böyle oluyorum bazen. böyle böyle oluyorum. sonra şöyle şöyle. acayip oluyorum. sen hiç acayip oldun mu sevgili okuyan? ölümün olduğu yerde acayip olmamak da bi acayiplik zaten..
Beni ciddiye felan almayın, ben tashak biriyim. beni okumayın yazılarımı okumayın. okumayın ki ben yazayım. ben kaybediyorum aklımı bazen, siz buluyorsunuz. ben bi yalnızlık buluyorum siz onu kaybediyorsunuz. noluyoruz sayın okuyan? utanmıyor muyuz..
Size bir sır verim; ben kaybettiklerimi anlatmaya başladıktan sonra kazanmaya başlamış olan bir düdük makarnasıyım. bazı şarkıların hep aynı yere dokunması prensibi gereği bende karın doyuran bir düdük makarnası. kimine yarar kimine zarar..
Ne kadar gereksiz bi gece
sanki gereksiz olmayan bi gece varmış gibi; ölümün olduğu bu yerde.
gerek hayat, gerekse kaybetmek üzerine konuşmalarla
eh peh katkılar yaptık hiç olmayan okuyuculara.
cok yalnizdim tabi.
yazarken yalnızdım yoksa değil miydim?ben vardim,
kanepe vardi,
televizyonda bi film vardi,
radyoda bi şarkı,
battaniye vardi
üstümde, battaniye vardı...
....sonra; çok sigara içiyorsun dedi tavan
rengine baktım
öyle güzeldi ki!
bi sigara daha yaktım..
o kadar yalnızdım
yazarken.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder